Cumartesi, Nisan 14

Yüzyüzeyken konusuruz

Kıyafetlerini küçük odaya koyma orda rutubet çok.


Tartışmaya açık bıraktım çayın altını.

 kendi evimde deplasmandayım.

   Bak yine söylüyorum ben mutsuz değilim sadece televizyon siyah beyaz.

sen benim sensizliğimin başlangıcı oldun.

Denize kıyısı olmayan insanları hiç sevemedim.


Şahidi olmak zorunda mıyız biz dünyanın dönüşünün?

Şehirlerin hüzünlerini sokak kedileri taşır.

    iklim değişimine inanmayan kuşlar göç etmeden buluşalım.

Poşet çaylara karşı bu savaşta demliklerin safındayım.

  Seni seviyorum ama bunları Yüzyüzeyken Konuşuruz.

Ben 15 dkya geliyorum sen çayı demle.

 
          Anahtar paspasın altında beni aramana gerek yok.
 
Bu bulutlar biraz kendine özen gösterse farklı anlamlar çıkartmaya çalışmazsın.

  Benim yıldızım senin şehrinden görünmüyor olabilir.

  ve burada kaybolmuş olmamız senin için diş fırçanı unutmandan daha büyük bir sorun değildi.


Annemin çiçekleriyle bakışıyorum sessiz sessiz.

   en yakın dostlarım banyonun sinekleri, en son gördüğüm kişi Bakkal Osman Abi..

önsözlerini atlayarak geçtiğin o çok ünlü olmayan kitaplarındaki gibi.

çayı sütle içmedim diye mi bu tantana?

3 yorum:

  1. tasvirler ve benzetmeler çok hoşuma gitti.. tebrikler :)

    YanıtlaSil
  2. http://vimeo.com/23047503 o zaman burdan yukarı devam et:)

    Kaan Boşnak'ın yüreğine sağlıkk:)

    YanıtlaSil
  3. allam nerden geldi bunlar aklına ilginç etkileyici.
    :)

    YanıtlaSil

Biliniz ki bahtiyar ettiniz efenim,teşekkürler:)